MUTLU ÇALIŞANLAR=MUTLU MÜŞTERİLER
Şirketlerde
teknolojiler, süreçler, metodolojiler vs.. dört dörtlük olsa da, şirketleri
başarıya götürecek en önemli unsur
“insan” faktörüdür. Bu nedenle şirket yönetiminin bakış açısı “insan” odaklı
olmalıdır. “Gidenin yerine yenisini buluruz” yaklaşımından kaçınılmalı ve işten ayrılmaların sebeplerini araştırarak
bunu önleyecek uygulamalar geliştirilmelidir.
Çalışanlardan
beklenen üstün performans için, en başta çalışanların gönülleri
fethedilmelidir.
(“Bir
insanın beyninin, elinden geleni yapması için önce kalbini fethetmek gerekir.”
Andrew Carnegie)
Mutlu ve motive çalışanlar her zaman daha verimli ve daha üretkenlerdir. Şirketlerinde uzun yıllar çalışmayı düşünürler, şirketin başarılı olması için özverili çalışırlar. Çevrelerine şirketleri hakkında olumlu şeyler söyleyip, şirketlerini bir işyeri olarak başkalarına da tavsiye ederler. İşe yeni girecek olan kişiler için, çalışan devinim oranı düşük şirketler güven duygusu oluşturur.
Şirketlerde
çalışan bağlılığının düşük olması, çalışan devinim oranını arttırır.Yeni
gelecek olan çalışanın, eski çalışanın yaptığı işi öğrenerek yapması ise zaman
alır, şirketlere maliyeti yüksektir. Şirketlerde güçlü bir dokumantasyonla
kurumsal hafıza yaratılsa da, bu durum şirketlerde yine de bilgi kaybına neden
olur. Çalışanların o şirketten neden ayrıldıkları ile ilgili veriler, o şirket
için piyasada kötü imaj oluşturur. Bu da şirket için prestij kaybı demektir.
Bağlı çalışanlar kimlerdir?
Motivasyonu
düşük, ay sonunda alacağı maaşı hedeflemekten öte hedefleri olmayan, özverili
çalışmayan çalışanlar bağlı çalışan değildir. Ya da aldığı maaşı da beğenmeyen,
kendi içinde huzursuz, etrafa da huzursuzluık veren, daha iyi bir iş bulana
kadar şirkette çalışmaya devam eden çalışanlar da bağlı çalişan kategorisinde
değerlendirilemez. Bağlı çalışanlar, hedeflerini fazlasiyla yerine getirmek
için uğraşan, özverili, motivasyonu yüksek mutlu çalışanlardır.
Çalışanlar neden şirketlerinden ayrılmak isterler?
Bu soruyu yanıtlarken, kuşak farklılıklarının dikkate alınması gerekir. Y kuşağı çalışanlarının çoğunlukta olduğu şirketlerde, bağlılık yaratabilmek için, onları iyi tanımak ve bu yönde tedbirler almak önemlidir. Y Kuşağının, X Kuşağına göre bağlılık düzeyi daha düşüktür. Y kuşağı, kariyer gelişimi ve ücret olanaklarının da iyi olması halinde X kuşağına oranla çok daha kolay iş değiştirebilmektedir.
Çalışanlarının çoğunluğunu Y kuşağının oluşturduğu şirketlerde, kişisel gelişime yönelik yatırımların yapılması, yeteneklere uygun kariyer yollarının oluşturulması ve şeffaf yönetim prensibinin benimsenmesi gerekir.
Yapılan araştırmalara göre,
işten ayrılmalarda en önemli faktör, ücret ve yan hakların, piyasa koşullarının
altında kalmasıdır. Ardından gelenler ise:
- Kariyer yolu ile ilgili ilerleme imkanının olmaması ya da kısıtlı olması,
- Kişisel gelişim olanaklarının sağlanmaması,
- Çalışanların özel hayatlarını hiçe sayan sürekli mesaili çalışma biçimi,
- Çalışanlara insiyatif alabilecekleri konusunda güvenmeyip insiyatif alabilmelerine fırsat verilmemesi, (Çalışanların liderlik vasıflarının gelişimine katkıda bulunulmalıdır, çalışanlara güven duyulmalıdır.)
- Çalışanların takdir edilmemesi ve hatta sürekli eleştirilmesi, (Bir şirkette çok iyi ücret alıp, keyifli bir ortamda çalışıyor olsanız da ilk yöneticiniz motivasyonunuzu azaltıyor ya da yok ediyorsa bağlılıktan söz edilemez.)
- Yöneticilerin çalışanlarından iyileşme yönünde geri bildirim alma çabası içerisine girmemesi,
- Terfi ve ödüllendirmelerde adaletli davranılmaması,
- Verilen taahhütlerin zamanında yerine getirilmeyişi,
- Çalışan başarılarının şirket içerisinde paylaşılmaması,
- Çalışma ortamı veya lokasyonunun elverişsizliği,
Çalışan yönetici
arasında pozitif bir iletişimin ve karşilikli güven duygusunun olması,
çalişanlarin üst yönetime- yönetimin çalişanlarina duyduğu güven, adil, dahil
eden, takdir eden şeffaf bir yönetim kültürü, keyifli iş ortamları, sosyal
aktiviteler, yurtdışında kariyer imkanları, iş-özel yaşam dengesini sağlamaya
yönelik uygulamalar çalışan bağlılığını arttırır.
Şirketlerin başarılı olabilmek
için, dikkate aldıkları anketin, sadece müşteri memnuniyeti anketleri olmaması
gerekir. Müşteriyi memnun edecek, çalışanlarının mutluluğunun değerlendirildiği
anketler hatta daha da önemsenmelidir. Çalışan bağlılığı anketleri ile, elde
edilen verilerden çıkan sonuçlar için, aksiyon planlarının alınıp, uygulanması
ve sürdürülebilirliği ile ilgili çalışmaların yapılması gerekir. Çünkü
gerçekten mutlu çalışanlarla mutlu müşterilerden bahsedilebilir..